Peygamber efendimiz Mekke'nin fethinden sonra erkeklerle sözlesti, dine uymada nelere dikkat edeceklerini bildirdi. Erkekler bildirilen bu hususlara uyacaklarina dair Resulullaha söz verdiler. Bu sözlesmeden sonra Peygamber efendimiz kadinlarla sözlesmege basladi. Kadinlarla yalniz söz ile olup, mübarek eli, kadinlarin ellerine dokunmadi. Kötü huylar, kadinlarda, erkeklerden daha çok oldugundan, daha çabuk tesir altinda kaldiklarindan kadinlarla sözlesirken, erkeklerden daha fazla sart, araya kondu. Allahü teâlânin emirlerini yapmis olmak için, bunlardan kaçinmak lazim geldigi bildirildi.
Bu sözlesmede bulunan kadinlara Resulullah efendimiz hayir dua etti ve aflarini diledi. Bu sözlesmeyi her kim okuyup kabul edip bunlara uyarsa bu sözlesmeye dahil sayilir ve bu duaya kavusur.
1- Bu sartlardan birincisi: Allahü teâlâdan baska, hiçbir seye ibadet etmemektir. Çok kimse bunu farkinda olmadan yapiyor. Mesela bir kimse, baskalari görmek için ibadet eder veya Allahü teâlâ için eder fakat, baskasinin görmesi de hosuna giderse veya ibadetinde baskasindan bir karsilik, mesela, bir (Âferin!) sözü beklerse, o kimse, sirkten, küfürden kurtulmus olmaz.
Peygamber efendimiz, (Küçük sirkten korununuz!) buyurunca, (Küçük sirk nedir?) diye sordular. Resulullah efendimiz, (Riyadir) buyurdu. Riya, baskasina göstermek için gösteris için ibadet etmektir.
Kafirlerin dini günlerinde, bayramlarinda, ibadet yaptiklarini yapmak da sirktir, küfrdür. Ibadet olarak degil de adet olarak yaptiklarini Müslümanlarin yapmasi küfr olmaz. Böyle seyler faydali ise yapilir. Mesela, hiristiyanlar gibi noel günlerinde bayram yapmak, bu geceye deger vermek küfrdür.
Müslüman olmak için, kafirlikten kaçinmak lazimdir. Mü'min olmak için, küfrden, imansizliktan siyrilmak sarttir. Bir de hastaliktan kurtulmak için, papazlardan imdat beklemek de sirktir ki, bu durum Müslümanlar arasinda yayilmistir. Nisa suresi, 59. ayetinde mealen, (Onlara, kafirlere inanmayiniz dedigim halde, onlar kafirlerin sözleri ile hareket ediyorlar. Seytan onlari aldatiyor.) buyuruldu.
Maalesef kadinlarin çogu, bilmiyerek, bu belaya, bu hataya düsüyor. Ne olduklari bilinmiyen bir takim isimlerden medet bekleyip, bunlarla hastaliktan kurtulmak istiyorlar. Kafirlerin, kafirlik alametlerini yapiyorlar. Bu sirklerden, küfrden kurtulabilen ve kafirlik alametlerinden birini yapmiyan kadin, çok azdir. Dinimizde hiçbir eksiklik yoktur. Hasta olundugunda yapilacak isleri, tedavi sekillerini de bildirmistir dinimiz. Sifa için papaza gitmek Müslümana yakismaz.
Ruhi yönden rahatsiz olanlar, genellikle, moralle, psikolojik olarak iyilestiklerini zannetmektedirler. Aslinda, iyilesmemislerdir. Zaten mümkün de degildir. Bunlar manevi yönden sifa veremezler. Ancak, gayri müslim de olsa, mesleginde mütehassis, güvenilir bir doktora gitmekte, onun verdigi ilaçlari kullanmakta mahzur yoktur. Bu ikisini karistirmamalidir. 21 Martta kutlanan Nevruz, atesperestlerden kalma bir adettir. Dinlerinin geregi kutladiklari bir gündür. Bugün Azerbaycan gibi bazi devletlerde de maalesef kutlanmaktadir. Bunlara da eskiden yasamis atesperestlerden gelmektedir. Neticede Türklere de bu adet, atesperestlerden bulasmistir. Dinimiz islamiyet, daha önceki cahiliye adetlerinin hepsini kaldirmistir. Kisacasi bunun dinimizle hiçbir ilgisi yoktur. Atese tapinanlarin her sene 21 Martta kutladiklari Nevruz günlerine ve hiristiyanlarin paskalyalarina, noel günlerine hürmet etmek ve o zamanlarda, onlarin adetlerini, onlar gibi yapmak, sirk olur. Küfre sebep olur.
Mayisin altisinda kutlanan Hidirellez'in de dinimizle bir ilgisi yoktur. Böyle günlerin dinimizle ilgisi olup olmadigi söyle anlasilir. Dinimizdeki, mübarek günler, geceler hep hicri aylara göredir. Dinimizde hicri aylarin disinda, miladi takvime göre kutlanan hiçbir kiymetli gün yoktur.
2- Resulullah efendimizin kadinlardan söz aldigi ikinci sart: Hirsizlik etmemeleridir.
Bugün hirsizlik degince, yankesicilik, cepçilik, ev soymak hatira geliyor. Hirsizlik da çesit çesittir. Hirsizlik, büyük günahlardan biridir. Çok kadinlar, bu günaha yakalanmistir. Hirsizligin inceliklerinden kurtulabilen kadin pek azdir. Bunun için, hirsizliktan kaçinmak, ikinci sart oldu.
Kadinlarin hemen hemen hepsinin düstügü bu hirsizlik kocalarinin malini, kocalarinin izini olmadan harcamalaridir. Bununla, büyük günaha girmis oluyorlar. Bu hal, hemen hemen bütün kadinlarda var gibidir. Ancak, Allahü teâlânin korudugu az kimse bundan kurtulmaktadir. Keske, bunun hirsizlik oldugunu, günah oldugunu bilselerdi. Bunu, helal bilenleri çoktur. Helal bilenlerin kafir olmalari korkusu çoktur.
Mesela, mutfak için kocasi para birakiyor, gidip bununla baska birsey aliyor. Komsusu birsey istiyor, istedigini alip ona hediye ediyor. Yine kocasindan habersiz saga sola hayir hasenat yapmasi da baskasinin malini gasbetmek olur. Bunlar hep baskasinin malini ondan izinsiz alma hükmüne girer.
Allahü teâlâ, kadinlari sirkten men' ettikten sonra, ikinci olarak, hirsizliktan men' buyurdu. Çünkü, bunu helal sanarak, çogu kafir olur. Bundan dolayi, bu günah, kadinlar için, baska günahlardan daha büyük oldu. Baskalarinin mallarini da, habersiz kullanmak kendilerine hafif gelir. Çekinmeden baskalarinin mallarina hiyanet ve hirsizlik etmis olurlar.
Bu durum erkek için de geçerlidir. Hanimina ait bir seyi, kocasi ondan izinsiz kullanamaz, baskasina veremez. Dinimize göre, kari koca birbirlerinin mallarina müdahale edemez. Herkesin mali kendinindir.
Bir mü'minin, kendine sadik ve emin olan, istismar etmiyen, israf da etmiyen mali haram islerde kullanmiyacak bir hanim oldugunda is kolay. Müslüman erkek, hanimini bu büyük günahtan kurtarmak için, malini istedigi sekilde sarf etmesine, harcamasina önceden izin verebilir. Bu takdirde onun adina rahat bir sekilde hareket edebilir. Baska bir hirsizlik sekli de namazla ilgilidir.
Birgün Peygamber efendimiz, Eshab-i kiramina sordu:
- Hirsizlarin büyügü kimdir bilir misiniz? Eshabi,
- Bilmiyoruz, siz buyurun! dediklerinde:
- Hirsizlarin büyügü, namazindan çalandir ki, namazin erkanini tamam yapmaz! buyurdu.
Bu hirsizliktan da sakinmalidir ve büyük hirsiz olmaktan kurtulmalidir. Her Müslüman kadin sartlarina uygun olarak, namazini aksatmadan, muntazam olarak kilmalidir. Çocugu, ev islerini bahane ederek, namazi aksatmamalidir. Kiraeti dogru okumalidir. Rükü'u, secdeleri, kavmeyi ve celseyi, itminan ile yapmalidir. Yani, rükü'den kalkinca tam dikilip, bir tesbih miktari durmali ve iki secde arasinda dogru oturup yine bir tesbih mikdari öyle durmalidir.
Böyle yapmiyanlar, hirsizlardan olur ve çok azaplara yakalanir. Kadinlar bilhassa bu konuda gevsek davranmaktadirlar. Namaz dinin temelidir. Temeli olmiyan veya saglam temeli olmiyan bina eninde sonunda yikilir. Bugün birçok kadin bilhassa birseyi kaybolunca veya kizina talip çiktiginda damat adayinin iyi mi kötü mü oldugu, ilerde neler olacagini, geçimlerinin nasil olacagi hakkinda hemen cinci hocalara kosup soruyorlar.
Bu çok tehlikelidir. Gelecekten haber vermek küfürdür, dinden çikmaktir. Birinin gelecekten haber verecegine inanmak da küfrdür. Kaybolan, çalinan birseyi bulmak için, hergün yirmibes kerre (Ya cami'annasi liyevmin la raybe fihi innallahe la yuhlifül mi'ad icma' beyni ve beyne...) duasini okumalidir. Buluncaya kadar okumalidir. Duanin sonuna da kaybolan seyin ismini söylemelidir. Muradi olan kimse, yatacagi zaman abdest almali, temiz bir örtü üzerinde oturup, üç def'a salevat okumali, sonra herbirine Besmele çekerek on Fatiha ve sonra onbir Ihlas okumali, sonra üç salevat okumali, sonra sag yani üzere, yüzü kibleye karsi olarak ve sag elini sag yanagi altina koyarak yatip uyumalidir. Niyet ettigi seyin nasil olacagini, biizinillah rü'yada görür.
Ayrica birseyi gaybolan, çalinan kimse, hergün iki rek'at namaz kilip, selamdan sonra, (Allahümme ya Hadi ve ya Raddeddalleti, erdid aleyye dalleti biizzetike ve sultanike feinneha min fadlike ve ataike.) duasini okumalidir.
3- Resulullah efendimizin kadinlardan istedigi üçüncü sart: Zina etmemeleridir. Bu sarti, yalniz kadinlardan istemek, bu günahin hasil olmasi, çok def'a onlarin razi olmalarina bagli oldugu içindir ve kendilerini gösterdikleri içindir. Bu günahin ilk sebebi onlardir. Bu iste, onlarin rizalari mu'teberdir. Bunun için, bu amelden, kadinlarin daha kuvvetli men'edilmeleri icabetti. Bundan dolayi, Allahü teâlâ, Kur'an-i kerimde, bu günahta kadini erkekten evvel söyledi. Bu günah insana, dünyada ve ahirette zarar verir ve bütün dinlerde yasak ve çirkin olmustur. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Zinanin dünyada üç fenaligi vardir: Biri, güzelligi ve parlakligi giderir. Ikincisi, fakirlige sebep olur. Üçüncüsü, ömrün kisalmasina sebep olur. Âhiretteki üç zararina gelince, Allahü teâlânin gadabina sebep olur. Ikincisi, sualin, hesabin fena geçmesine sebep olur. Üçüncüsü, Cehennem atesinde azap çekmege sebep olur.)
Bir hadis-i serifte, (Yabanci kadinlara bakmak, gözlerin zinasidir. Onlari tutmak, ellerin zinasidir. Onlara gitmek, ayaklarin zinasidir.) buyuruldu.
Nur suresindeki ayet-i kerimede mealen, (Mü'minlere söyle, yabanci kadinlara bakmasinlar ve zina etmesinler! Ve mü'min kadinlara söyle! Onlar da, yabanci erkeklere bakmasinlar ve zina etmesinler!) buyruldu.
Kalb, his organlarina tabidir. Mesela, kalb, göze tabi'dir. Gözler haramdan sakinmazsa, kalbi korumak güç olur. Kalb, harama dalarsa, zinadan sakinmak güç olur. O halde, imani olanlarin, Allahü teâlâdan korkanlarin, harama bakmamasi lazimdir. Ancak bu suretle, kendini korumak, dünya ve ahirette zarardan kurtulmak mümkün olur.
Allahü teâlâ, Kur'an-i kerimde kadinlarin, kizlarin, yabanci erkeklerle yumusak sesle, nezaketle konusmalarini, böylece kötü adamlarin kalblerine fenalik getirmelerini men'etmekte, buna sebep olmiyacak sekilde söylemelerini istemektedir. Kadinlarin, yabanci erkeklere süslenmelerini yasak etmektedir. Bileziklerinin sesini duyurmamak için, yavas, sessiz yürümelerini emretmektedir. Yani fiska, günaha sebep olan hersey de günahtir. O halde günaha, harama sebep olan seylerden kaçmak lazimdir.
(Safizm), bugünkü ismiyle lezbiyencilik yani kadinlarin, yabanci kadinlara sehvet ile bakmasi ve dokunmasi, kadin kadina beraber olmasi, kadinlarin, kocasindan baskasina, erkek ve kadin, kim olursa olsun, yabanciya süslenmeleri caiz degildir. Dünyada ve ahirette felaketlerden kurtulmak için, bu incelikleri iyi gözetmek lazimdir. Bu büyük günahtir. Erkekle kadin, baska cinsten olduklari için, biraraya gelmeleri güçtür. Kadinin kadina yaklasmasi böyle olmayip kolaydir. Bunun için kadinin kadina bakmasini ve dokunmasini, erkegin kadina ve kadinin erkege bakmasindan daha siddetle men'etmelidir.
4- Kadinlardan istenilen dördüncü sart: Çocuklarini öldürmemektir. Eskiden, kadinlar, fakirlikten korkarak, kizlarini öldürürlerdi. Bu çirkin hareket, haksiz yere cana kiymak oldugu gibi, evlat hakkini da tanimamaktadir ve her ikisi de büyük günahtir. Ibni Âbidin, isimli kiymetli fikih kitabinda buyuruluyor ki, (Özürsüz, çocuk düsürmek, haramdir. Ananin veya süt emen diger çocugun ölümüne sebep olan bir özür varsa, uzuvlari tesekkül etmeden düsürmek caiz olur.) Uzuvlar yüzyirmi gün sonra tesekkül eder, denildi. Canli çocugu almak da, aldirmak da haramdir. Çocuk olmamasi için önceden tedbir almak caizdir. Fakirlikten dolayi iyi bakamamak, besliyememek korkusu, çocuk düsürmek için özür olmaz.Dini terbiye verememe korkusu özür olur.
5- Kadinlardan istenilen besinci sart: Bühtan ve iftira etmemektir. Bu günah, kadinlarda çok oldugundan onlara sart edildi. Iftira büyük günahtir ve çok fenadir. Bunda yalan söylemek de vardir ki, yalan, her dinde haramdir. Iftirada bir mü'mini incitmek de vardir ki, bu da, baskaca haramdir. Bunlardan baska, iftira etmek, yeryüzünde fesat çikarmaya, ortaligi karistirmaya sebep olur ki, bu da haramdir.
6- Peygamber efendimizin kadinlardan istedigi, altinci sart: Peygamber efendimizin her emrine ita'at etmektir. Bu sart, bütün farzlari, sünnetleri yapmak ve bütün yasaklardan kaçinmak demektir ve islamin bes sartini bildirmektedir.
Islamin bes sartindan biri, namazdir. Bes vakit namazi üsenmeden, seve seve kilmalidir. Bugün çok yaygin olan musikiden, müzik dinlemekten de kaçinmalidir. Nefsin istedigi faidesiz istir ve haramdir. Bir hadis-i serifde, (Musiki, zinaya yol açar.) buyuruldu. Müslümanlari giybet etmek, yani kötülemek niyeti ile çekistirmek, iki Müslüman arasinda söz tasimak, musikiden daha büyük haramdir. Bunlardan kaçinmak lazimdir. Müslümanla alay etmek, kalbini kirmak da haram olup, sakinmak lazimdir.
Dinimizde bilinmesi zaruri olan seyleri her Müslümanin bilmesi lazimdir. Bilmemek özür olmaz. Insan yaptigi seyi niçin yaptigini bilmesi lazim. Yapilan isler için "Bilmedigim için yaptim." demek insani vebalden kurtarmaz. Kafirlerin bayramlarinda, Müslümanlarin cahilleri ve hele kadinlar, kafirlerin yaptiklarini yapiyor ve bu günleri, Müslüman bayrami zan ediyor ve kafirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Dükkanlarini ,esyalarini, sofralarini kafirlerin yaptigi gibi, süslüyorlar. O geceleri, baska gecelerden ayirdediyorlar. Bunlar hep sirktir, kafirliktir. Bu husus Kur'an-i kerimde sure-i Yusüf'de mealen, (Biz, Allahü teâlânin varligina, birligine, herseyi yaratan O olduguna inandik, Müslüman olduk diyenlerin çogu, baskalarina ibadet ve ita'at ederek ve daha birçok hareketleri ve sözleri ile, müsrik oluyorlar.) buyuruldu.
Kadinlar, türbe ziyaretlerinde de büyük yanlislar yapmaktadirlar. Türbeler için kurban adiyorlar. Götürüp mezar basinda kesiyorlar. Bunlar, Allah rizasi için degil, mezarda yatan kimse için kesilirse o zaman tehlikeli olur. Böyle kurban kesmeyi fikih kitaplari, sirk saymaktadir. Dinimize göre, kurban sadece cenab-i Hak için kesilir, hasil olan sevap türbedeki sahsa gönderilir. Türbedeki sahistan sefa'at etmesi istenir. Sunu iyi bilmek lazimdir. Mesela hasta için gidilmis ise, hastayi iyilestiren oradaki zat degildir. Hastaya sifa veren Allahü teâlâdir. Oradaki zat sadece aracidir, sefa'atçidir. Kabirlere çaput baglamak, mum yakmak da dinimizde yoktur. Bunlar sonradan sokulmus hurafelerdir.
Aslinda erkeklere göre kadinlarin isleri daha kolaydir. Cennete girmeleri daha kolaydir. Erkege göre mesuliyeti daha azdir. Yapacagi isler bellidir. Hadis-i serifte buyuruldu ki: (Dört seyi yapan, yani kocasina hiyanet etmiyen, bes vakit namaz kilan, Ramazan-i serifte oruç tutan ve yabancilara, açik olarak görünmiyen kadin Cennete gidecektir.) buyuruldu. Çünkü, dogru kilinan namaz, insani günah islemekten korur ve Islamin sartlarini yerine getirmek sevgisini hasil eder. Hadis-i seriflerde buyuruldu ki: (Bir kadin, bes vakit namazini kilar, Ramazan ayinda oruç tutar, namusunu korur ve kocasina ita'at ederse, diledigi kapidan Cennete girer.) (Bes seyi yapan kadin Cehennemden kurtulur: Bes vakit namazini kilar, Ramazan ayinda orucunu tutar, kocasini, anasini babasini üzmez, yabancilara açik olarak görünmez, dünya sikintilarina sabreder.)
Temel atilirken, yeni araba alinca, hastalik gelince, hasta iyi olunca Allah rizasi için hayvan kesilebilir. Bunlar hurafe degildir. Fakat etlerinin yalniz fakirlere verilmesi lazimdir.
Dinimiz yapilacak her seyi bildirmistir. En mahrem meseleden, en açik meseleye kadar her sey bildirilmistir. Çünkü islamiyet kisinin hem dünya, hem de ahiret için yapacagi seyleri bildirmek için gelmistir.
Kisi yapacagi ibadeti komsusuna, suna buna soracagina, açip kiymetli kitaplardan bilmedigini ögrenmelidir. Kulaktan dolma bilgiler genellikle yanlis oluyor. Kisiden kisiye nakledilirken insanlar kendi durumlarina göre ilave ve çikarmalar yapiliyor. Insan basi agriyor da, bunun için önce iyi bir doktor ariyor. Rast gele gitmiyor. Hiç dini konularda rastgele sözlere göre hareket edilir mi?
Kadinlar arasinda çok yaygin olan tehlikeli birsey de sihir, büyü yaptirmaktir. Kadinlarimizin bundan uzak durmasini dinimiz emretmektedir.
Sihir, yani büyü yapmamalidir ve sihir yaptirmamalidir, haramdir ve küfre en yakin olan, en fena haramdir. Sihre ait ufak birsey yapmamaga çok dikkat etmelidir. Hadis-i serifte buyuruldu ki, (Müslüman sihir yapamaz. Allah saklasin imani gittikten sonra, sihri te'sir eder.) Sanki sihir yapinca, imani gider.
Yine kadinlar arasinda bu da çok yaygin, ugursuzluga inanmamali, te'sir eder sanmamalidir. Dinimizde ugursuzluk yoktur. Baska bir hadis-serifte de buyuruldu ki,
(Tetayyur eden ve tetayyur olunan ve kahinlik yapan ve kahine giden ve sihir, büyü yapan ve yaptiran ve bunlara inanan, bizden degildir. Kur'an-i kerime inanmamistir.) Tetayyur, ugursuzluga inanmaktir. Kahinlik, cinden bir arkadas edinip, olmus ve olacak seyleri ona sorup, ondan ögrenmek ve bunlari baskalarina bildirmektir.
Cinle tanisan falcilar ve yildiznameye bakip, sorulan herseye cevap verenler böyledir. Bunlara ve büyücülere gidip, söylediklerine, yaptiklarina inanmak, ba'zan dogru çiksa bile, Allahtan baskasinin herseyi bildigine ve her diledigini yapacagina inanmak olup, küfr olur.
Sihir yaparken küfre sebep olan kelime veya is olursa, küfrdür. Böyle kelime veya is bulunmazsa, büyük günahtir. Sihir insanlari hasta yapar. Sevgi veya muhabbetsizlik yapar. Yani cesede ve ruha te'sir eder.
Sihir, kadinlara ve çocuklara daha çok te'sir eder. Sihrin te'siri kat'i degildir. Ilacin te'siri gibi olup, Allahü teâlâ, isterse te'sirini yaratir. Istemezse, hiç te'sir ettirmez. Açlik çekerek, sikintili isler yaparak, nefsini ezen, haram islemekten zevk alamaz hale getiren kafirlerin yaptigi sihir te'sir etmektedir. Böyle papazlarin sihir çözmeleri de te'sirli olmaktadir. Simdiki papazlar, dünya zevklerine düskün ve nefsleri azgin oldugundan, sihir yapamaz ve bozamazlar.
Bir sahir, yani büyücü sihir ile istedigini elbette yapar, sihir muhakkak te'sir eder diyen ve inanan kafir olur. Sihir, Allahü teâlâ takdir etmis ise, te'sir edebilir, demelidir.
Sihirden, büyüden kurtulmak için çesitli ayetler, dualar vardir. Bunlarla büyüden kurtulmak mümkündür. Büyü yapilmis olan kimse, (Âyat-i hirz)i sabah ve ikindi namazlarindan sonra, yedi gün birer kerre okur ve boynuna asarsa, sifa bulur. "Ayat-i hirz" hakkinda Islam Ahlaki kitabinin vücüd emaneti bahsinde genis bilgi vardir. Bir miktar suya, (Âyet-el-kürsi) ve (Ihlas) ve (Mu'avvizeteyn) okumali. Büyülenmis kimse bundan üç yudum içmeli, kalan ile gusl abdesti almalidir.
Sihir ve cadi, yani büyü afetlerinden kurtulmak için, üç kerre Salevat-i serife okumali, sonra yedi Fatiha, yedi Âyet-el-kürsi, yedi Kafirun suresi, yedi Ihlas-i serif, yedi Felak ve yedi Nas sureleri okuyup kendi üzerine veya hasta üzerine üflemelidir. Bunlari tekrar okuyup, büyülenmis olanin odasina, yatagina, evin her yerine, üflemelidir.
Buna karsilik ücret almamalidir. Allah rizasi için yapilmalidir. Bütün hastaliklar için de iyidir. Sihirden, büyüden, korunmak, yapilmis sihirden kurtulmak için en etkili sey ayat-i hirzdir. Kur'an-i kerimdeki sifa ayetleri, sihir büyü için faydali ayetler toplanmis, buna ayat-i hirz ismi verilmistir.
Nazar degmesi haktir. Yani, göz degmesi dogrudur. Ba'zi kimseler, birseye bakip, begendigi zaman, gözlerinden çikan sua' zararli olup canli ve cansiz, herseyin bozulmasina sebep oluyor. Bunun misalleri çoktur. Fen, belki birgün, bu sua'lari ve te'sirlerini anliyabilecektir. Nazari degen kimse, hatta herkes, begendigi birseyi görünce (Masaallah) demeli, ondan sonra o seyi söylemelidir. Önce Masaallah deyince, nazar degmez. Nazar degen veya korkan çocuk için, çöp yakip etrafinda döndürerek tütsülemek veya ergimis mumu basi üzerinde suya dökmek ve kursun dökmek caizdir.
Nazar degen kimseye sifa için (Âyet-el-kürsi), (Fatiha), (Mu'avvizeteyn) ve (Nun suresi)nin sonunu okumak muhakkak iyi gelir.