HOS GELDİNİZ

Çukuryurt Köyü Web Sitesi (İmranlıSivas)

İslam DİNİ

 

 

Beproeving

 

 

Iftar vermek

 

Sual: Iftar vermenin fazileti nedir?

CEVAP

Hadis-i serifte, (Ramazanda bir misafire oruç açtirana, Sirat köprüsünü geçmek kolaylasir) buyuruldu. (V.Necat)

 

Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin verilse de, iftar verme sevabina kavusulur. Peygamber efendimiz, (Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahlari affolur. O oruçlunun sevabi kadar ona sevap verilir) buyurunca, Eshab-i kiramdan bazilari, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadiklarini söylediler. Onlara cevaben buyurdu ki:

(Bir hurma ile iftar verene de, yalniz su ile oruç açtirana da, biraz süt ikram edene de bu sevap verilir.) [Beyheki]

 

Peygamber efendimiz, (Ramazan ayinda bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasindan dogdugu günkü gibi günahsiz olur) buyurunca da, Eshab-i kiram, “Su az ve kiymetli iken mi?” diye sual etti. Onlara cevaben (Isterse nehir kenarinda versin, aynidir) buyurdu. (V. Necat)

 

Yemek yedirmek çok sevaptir. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevaptir. Oruç tutanin sevabi kadar sevap alir, oruçlunun sevabindan eksilme olmaz. Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:

(Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybini örtmek, karnini doyurmak ve bir ihtiyacini karsilamak suretiyle onu sevindirmektir.) [Isfehani]

 

(Allah, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.) [Imam-i Gazali]

 

(Misafir, sofrada bulundugu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.) [Taberani]

 

(Cennette öyle güzel köskler vardir ki, bunlar, tatli konusan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kilanlar içindir.) [Tirmizi]

 

(Arkadasina, sevdigi yemegi verenin günahlari affolur.) [Bezzar]

 

Dost ve arkadaslara yemek yedirmek, sadaka vermekten efdaldir. Hz. Ali buyurdu ki:

(Dostlara yedirdigim bir ekmek, fakirlere verdigim bes ekmekten daha kiymetlidir. Dostlarla yenilen yemek, köle azat etmekten daha makbuldür.)

 

(O beni yemege çagirmiyor. Onu niye çagirayim) dememelidir! Yemege çagirirken de, yemege giderken de yalniz Allah rizasini düsünmelidir!

 

Yemekte günah islenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden asagi olanlari ziyaret etmek de tevazu alametidir.

 

Dügün yemegine davet olunanin gitmesi sünnet, baska ziyafetlere gitmek müstehaptir.

Bazi âlimler ise, (Dügün yemegine gitmek vacip, diger davetlere gitmek sünnettir) demislerdir.

 

Müslümanin Müslüman üzerindeki bes haktan biri, davetine icabettir. Yani davetini kabul edip gitmektir. Hadis-i serifte, (Davete icabet ediniz) buyuruldu. (Müslim)

 

Külfete girenin davetine gitmek gerekmez. Cimrinin davetine de gitmemelidir! Peygamber efendimiz bu hususta, (Cömerdin yemegi sifa, cimrinin yemegi hastaliktir) buyurmaktadir. (Dare Kutni)

 

Samimi olarak davet edilen yere gitmelidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:

(Müslüman kardesine ikram eden, Allah’a ikram etmis olur.) [Isfehani]

 

(Iki kisi birden davet ederse, kapisi yakin olana icabet et! Çünkü kapisi yakin olanin hakki daha önce gelir.) [Buhari]

 

(Davete icabet etmeyen, Allah’a ve Resulüne asi olmus olur.) [Buhari] (Dinimizin bu konudaki emrine uymamis olur.)

 

Sual: Haram parayla iftar verilir mi?

CEVAP

Yalniz haram para ile iftar verip ondan sevap bekleyen kâfir olur. Sevap beklemeden vermek küfür olmaz. Geliri haram helal karisiksa, verilen iftar haram da küfür de olmaz.

 

Sual: Almanya'da söyle söylentiler var:

«Burada herkes zengin istedigi her seyi alip yiyor. Hiç kimseyi davet etmek gerekmez. Asil sevap kazanmak için bir fakiri davet edeceksin ki sevap kazanasin. Burada fakir olmadigina göre iftara davet etmek gerekmez» diyorlar. Dogru mu?

CEVAP

Yanlis. Akil ile din olmaz. Din kitaplari ne yaziyorsa, ona bakilir. Bazi kimseler de, "Mahallende fakir varken hacca gitmek gerekmez. Fakiri sevindirmek hacdan önemlidir" diyorlar. Ama dinimiz öyle demiyor. Müslüman olanin dinimizin bildirdiklerine inanmasi gerekir. Bütün dünyanin fakirlerini doyursaniz, hepsini zengin etseniz, hac yerine geçmez.

 

Fakire yemek yedirmenin sevabi ayri, iftar açtirmanin sevabi ayridir. Peygamber efendimiz, (Ramazan ayinda bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasindan dogdugu günkü gibi günahsiz olur) buyurunca, Eshab-i kiram, "Su az ve kiymetli iken mi?" diye sual etti. Onlara cevaben (Hayir, irmak kenarinda olsa da, irmaktan bir bardak su alip verilse de ayni sevaba kavusur) buyurdu.

 

Görüldügü gibi irmaktan su almak bedavadir. Burada önemli olan oruçluya iftar açtirmaktir. Bu su ile de olur, hurma ile de olur, zeytin ile de olur. Yemek yedirilirse daha çok sevap kazanilir.

 

 

 

 
     
 

 

Abdestin ve guslün faydalari

 

Sual: Abdest ve guslün, sagliga faydasi var midir?

CEVAP

Evet faydalari çoktur; fakat sirf faydasindan dolayi abdest almak caiz olmaz. Maddi hiç faydasi olmasa bile, Allahü teâlânin emri oldugu için yapmak gerekir. Abdest ve guslün sagliga faydalarindan birkaçi söyledir:

1- Her gün, ellerimiz çesitli yerlere dokunuyor, mikroplar bulasiyor. El, yüz ve ayaklari yikamak, cilt hastaliklari ve iltihaplari için iyi bir korunmadir.

2- Burnu yikamakla, burnun süzüp biraktigi toz ve mikrop yiginlarinin vücuda girmeleri önlenmis olur.

3- Yüzün yikanmasi da cildi kuvvetlendirir, bastaki agirligi ve yorgunlugu hafifletir. Damarlari ve sinirleri harekete geçirir. Devamli abdest alan, yaslansa bile, yüzündeki güzellik, tazelik gitmez.

4- Gusülle vücut eski zindeligini kazanir. Vücudu belirli araliklarla yikamak, koruyucu hekimlik yönünden çok önemlidir. Dinimiz her Cuma günü gusletmeyi emretmektedir.

5- Vücutta bir statik elektrik dengesi vardir. Bu elektriksel yük, öfkelenince normalin 4 katina, cünüp olunca, 12 katina çikar. Günümüzde, kizil ötesi isinlarla dis derinin fotograflari çekilmis, bu fotograflarda, iliskiden sonra, vücudun bütün yüzeyinin fazla statik elektrik tabakasiyla örtüldügü tespit edilmistir. Yikaninca su zerreleri, olumsuz elektrik gerilimini alarak, vücudu topraklayip, yeniden normale döndürüyor. Bu açidan gusül, tibbi yönden de, yapilmasi gereken bir temizliktir.

6- Abdest ve gusül, dolasim sistemini de olumlu yönden etkiler. Damarlardaki sertlesme ve daralmayi önler. Lenf sistemi, en önemli merkezlerinden biri olan burun arkasi ve bademcikler yikanarak uyarilir. Ayrica boyun ve yanlarinin yas elle mesh edilmesi de, lenf sistemine tesir eder. Abdest ve gusülle kolaylasan lenf dolasimi sayesinde, lenfosit denen savasçi hücreler vücudu zararli unsurlardan korur ve vücut direncini arttirirlar.

7- Toprakla yapilan teyemmüm de, büyük ölçüde vücuttaki statik elektrigi yok eder, topraklar.

Guslü ve abdesti, Allah’in emri oldugu için yerine getiren, dünyada geçici faydalarini gördügü gibi, ahirette sonsuz faydalara kavusur.

 

 

 


 

 

 

 

 

Haram islemek orucu bozar mi? 

 

Sual: Yalan, giybet, harama bakmak gibi günahlar orucu bozar mi?

CEVAP

Hadis-i serifte, (Giybet etmek, söz tasimak, yalan yere yemin etmek, namahreme sehvetle bakmak orucu bozar) buyuruldu. (Deylemi)

 

Imam-i a'zam hazretleri bu hadis-i serifi açikliyor:

(Bu günahlar orucun sevabini bozar, sihhatini bozmaz, oruç mekruh olur) buyuruyor. Yani bu günahlari isleyen, oruç borcundan kurtulur ise de, oruca mahsus büyük sevaba kavusamaz. Hadis-i serifte, (Nice oruç tutan var ki, açlik ve susuzluktan baska bir sey elde etmez) buyuruldu. (Ibni Mace)

 

Oruç, müminler için bir nimet ve emanettir. Emanete riayet etmek lazimdir. Onun zayi olmamasi için sartlarini ve edeplerini gözetmek gerekir. Harama bakmaktan sakinmalidir! Hadis-i serifte, (Harama bakmak, seytanin zehirli bir okudur. Allah’tan korkup bunu terk edene, Allahü teâlâ öyle bir iman verir ki, tatliligini kalbinde bulur) buyuruldu. (Hakim)

 

Oruçlu, dilini de korumalidir! Hadis-i serifte (Oruç, atese kalkandir. Giybetle parçalanmadikça korur. Oruçlu cahillik edip de kötü söz söylemesin! Biri kendine satasirsa, "ben oruçluyum" desin!) buyuruldu. (Buhari)

 

Gözü ve dili günahlardan korudugumuz gibi, kulagimizi da korumamiz lazimdir. Konusulmasi haram olan seyi, dinlemek de haramdir. El, ayak ve diger uzuvlari da haramdan korumalidir! Oruç tutup azalari ile günah isleyen, ilaç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günah zehirdir. Ibadetlerimizin sevabini yok eder. Onun için oruçlarimizi ve diger ibadetlerimizi haram isleyerek sevapsiz hale getirmemeliyiz!

 

 

 

 


     
 

 

Kulaga ilaç damlatmak

 

Sual: Kulagima damlattigim yagli ilaç, agzimdan ve burnumdan geldi. Abdestim bozuldu mu?

CEVAP

Kulaga damlatilan yag, burundan çikinca bozmaz, agizdan çikarsa bozar. Kulaga ilaç damlatmak orucu bozar.

 

 


 
     
 

 

Niyetsiz oruç olmaz

 

Sual: Gece vardiyasinda çalisiyorum. Ramazan orucuna niyet etmeyi unutup yattim. Uyandigimda ögle ezanlari okunuyordu. Artik niyet edilmez dediler. Ben de belki bir çaresi vardir diye aksama kadar bir sey yiyip içmedim. Oruçlu gibi durdum. Bu orucu kaza etmem gerekir mi?

CEVAP

Evet kaza etmek gerekir. Çünkü niyet farzdir. Niyetsiz oruç sahih olmaz. Ancak böyle istisnai durumlarda, ibadeti kurtarmak için, zayif da olsa baska kavil veya diger hak mezheplerde bir çaresi varsa, o taklid edilerek ibadet kurtarilir. Bu hususta zayif da olsa bir kavil vardir. Hanefi imamlarindan Imam-i Züfere göre, orucunuz sahihtir, kaza etmek gerekmez. Bu imama göre, niyet unutulmussa veya herhangi bir sebeple niyet edilmemisse, o gün orucu bozan bir sey de yapilmadiysa oruç tutulmus olur. Yukaridaki gibi zaruri durumlarda Imam-i Züferin kavli ile amel etmek caiz olur.

 

 

 

 

 

 

 

Misafirin görevleri

 

Sual: Misafir, ev sahibine karsi nasil hareket etmelidir?


CEVAP


Misafirin gözetmesi gereken edeplerden bazilari sunlardir:

 



2- Misafir, sagina soluna bakmamali, sikinti vermekten çekinmelidir. Ev sahibinden izinsiz bir baska misafire bir sey ikram etmemelidir! Ev sahibinin gösterdigi yere oturmali, izinsiz nafile oruç tutmamali ve ev sahibi teklif etmeden imam olmamalidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:


(Misafir, evin bas kösesine oturmasin!) [Müslim]

(Misafir, ev sahibinden izinsiz
[nafile] oruç tutmasin ve gösterilen yere otursun! Çünkü ev sahibi evinin âdetini daha iyi bilir.) [Ibni Asakir]

(Misafir olan bir kimse, ev sahibine imam olmasin!) [Tirmizi]



3- Sofraya edepli bir sekilde oturmali ve bu edebi sonuna kadar muhafaza etmeye çalismalidir! Resul-i Ekrem efendimiz, yer sofrasina bazen diz çöker, bazen de sag ayagini bükerek sol ayagi üzerine oturup buyururdu ki:


(Yemek yerken yaslanmam! Ben Allah’in kuluyum; kul nasil yerse öyle yer, öyle otururum.) [Buhari]

Yemek yerken yaslanmak günah degildir. Baskalarinin yaninda mazeretsiz yaslanmak edebe aykiridir.

 


(Misafirin, gelen yemegi begenmemesi, ona ser olarak kâfidir.) [Ibni Ebiddünya]


(Bir evde ekmege katik olarak sirke varsa, bu ev yoksul sayilmaz.) [Tirmizi]

 

 


(Mümin, güzel ahlaki ile, gündüzü oruçla, geceyi ibadetle geçirenlerin derecesine yükselir.) [Tirmizi]

 


Hadis-i serifte buyuruldu ki:


(Allah’a ismarladik demeden ayrilan misafir, hirsiz olarak girmis, yagmaci olarak çikmis olur.) [I.Gazali]

 


Eger ev sahibi samimi olarak israr ederse, daha fazla kalinabilir. Hadis-i serifte buyuruldu ki:


(Misafirlik üç gündür. Fazlasi sadakadir. Misafirin, ev sahibini sikacak kadar çok kalmasi helal degildir.) [Buhari]

 



Sual: Misafir oldugumuz evde yere bir sey dökülse, kendimiz temizlemeye çalissak uygun olur mu?

 

CEVAP
Ev sahibi, temizligimi begenmedi, evimi temizliyor diye üzülüp, mahcup olabilir. Ev sahibi üzülmeyecekse, ondan izin alinarak temizlik yapilabilir.

10- Yatili olarak giden misafir, ev sahibine agirlik vermemek için, zaruret yoksa, üç günden fazla kalmamaya, yük olmamaya gayret etmelidir!
9- Ev sahibinden izinsiz veya habersiz evi terk etmemelidir! Peygamber efendimiz, böyle habersiz gitmeyi, hiç uygun görmezdi. Giderken de yine ev sahibine dua etmelidir.
8-
Misafir, geregi gibi ikram yapilamamis olsa da, gönül hoslugu ile ve memnuniyetini ifade edecek sekilde ayrilmalidir! Mesela (Çok memnun olduk, Allah razi olsun, evinizde oruçlular iftar etsin, yemeginizi iyi insanlar yesin!) gibi dua etmesi sünnettir. (Tirmizi)

Peygamber efendimiz, kendisi ev sahibine, en güzel dualarda bulunur ve müslümanlara da, (Ev sahibine bereketle dua edin) buyururdu. (Beyheki)

Böyle yapmak, çok az da olsa bir iyiligi küçük görmemek güzel ahlakin alametidir. Hadis-i serifte buyuruldu ki:

7- Dini inanisi, siyasi görüsü farkli olsa da, ev sahibini veya oradakileri üzecek sözler söylememelidir.
(Ya Rabbi, sirkeye bereket ver. Sirke, ne güzel nimettir. Benden önceki enbiyanin katigi da sirke idi. Sirke olan evin, baska katiga ihtiyaci yoktur.)
[Ibni Mace]

6-
Ev sahibinin veya oradaki diger misafirlerin hosuna gitmeyecek hareketlerde bulunmamali, tiksinti verecek hareket ve sözlerden uzak durmalidir.

5-
Misafir, arzu ettigi seyleri istememeli, gelen ile iktifa etmeli, "Su var mi?" diye belli bir yemek istememelidir! Eger ev sahibi, birkaç yemek ismi sayip (Hangisini hazirlayalim?) diye sorsa, külfetten uzak, sikintiya sokmayacak sekilde daima kolay, ucuz ve zahmetsiz olanini tercih etmelidir! Peygamber efendimiz, muhayyer birakildigi iki seyden, daima hafifini, kolay olanini tercih ederdi. (Buhari)

Atalarimiz, (Misafir umdugunu degil, buldugunu yer) buyurmustur. Ekmege hürmet gerekir. Ekmege hürmet, ona katik aramamaktir. Insani ayakta tutan ve ibadet etmeye imkan veren her yemek, berekettir; onu begenmemek dogru olmaz. Sadece ekmekle sirke verilse küçümsenmemelidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:

4- Gelen yemekte kusur bulmamali. Bir kusuru olsa da söylememeli. Mesela yemegin tuzu fazla veya noksan olsa, yahut yemekten hoslanmasa, bir sey dememeli, begenmedigini belli etmemelidir! Hadis-i serifte buyuruldu ki:
1- Davete geç kalmamali, erken de gitmemelidir. Giderken, biraz yiyip gitmek sünnettir. Sirf yemek için degil, ev sahibini memnun etmek için gittigi belli olmalidir!

 

 

 

 


   
 

 

Hediye edilen sey

 

Sual: Hediye ettigimiz bir seyi hediye ettigimiz sahsin haberi olmadan, geri alabilir miyiz veya izinsiz kullanabilir miyiz?


CEVAP Hediye verilince o insanin olur, izinsiz kullanamazsiniz.
Zengine verilen hediyeyi zaruret varsa geri istemek caizdir. Ama fakire verilen hediyeyi geri almak caiz degildir. Çünkü fakire verilen hediye sadaka olur. Sadakayi ise geri almak caiz degildir.

Mahrem akrabasi veya nikahlisi olmayan kimseye hediye edilen mali geri almak caizdir. Fakat hediye veren, az da olsa karsilik olarak bir sey almissa, verilen sey çogalmissa, yahut ikisinden biri ölmüs ise veya verilenin mülkünden çikmis ise, artik o hediyeyi geri isteyemez. Mecbur kalmadikça hediyeyi geri istememeli! Çünkü hadis-i serifte buyuruldu ki:

 


(Hediyesinden vazgeçip geri isteyen kimse, kustugunu yalayan köpege benzer.) [Buhari]


Az da olsa hediye vermeyi âdet edinmelidir! Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:


(Hediyelesin ki, muhabbetiniz [sevginiz] artsin!) [Taberani]

(Hediye dostlugu artirir, kirginligi giderir.) [Ebu Nuaym]

(Hediye, Allahü teâlânin gönderdigi güzel bir riziktir. Kabul eden, Allahü teâlânin gönderdigini kabul etmis olur. Reddeden de Onun gönderdigini reddetmis olur.)
[Ramuz]

(Istemeden verileni alin! O, Allahü teâlânin gönderdigi riziktir.)
[Beyheki]

(Hediye verene, siz de hediye verin! Eger verecek bir sey bulamaz iseniz, onun için dua edin ki hediye karsiliksiz kalmasin!)
[Nesai]

 

 


 
     
 

 

Ahirette kul hakki

 

Sual:Ahirette ihtiyacimiz olur diye hakkimizi Müslüman olana helal etmemek daha uygun olmaz mi?


CEVAP


Hayir. Helal etmek daha iyi olur. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Eger biz hakkimizi bir Müslümana helal edersek, hakkimizdan daha çogunu Allahü teâlâ bize ihsan eder. Sadece Müslümanlara degil, kâfirlere de hakkimizi helal etmemiz iyi olur.; hatta kiyamete kadar devam edecek olan haklarimizi helal etmeliyiz. Orada kul hakkindan hesaba çekilmek, hesaplasmak büyük derttir. Bu dertten de kurtulmak için, Ahiretteki ihtiyaçlarimizi düsünerek herkese hakkimizi helal etmek iyi olur.

 

 


 
     
 

 

Kilise tamiri

 

Sual: Kilise ve içki fabrikasinin elektrik, tamir islerini veya baska tamiratlarini yapmak günah midir?

CEVAP

Hayir. Bu islerin kendisi günah olmadigi için, tamiratlarini yapmak caizdir. (Bezzaziyye)

 

 



 
     
 

 

En faziletli gün

 

Sual: Cuma, bayram günlerinden daha mi faziletlidir? Bir de Cuma günü için bayram denebilir mi?

CEVAP

 Evet Cuma günü, bayram günlerinden de faziletlidir. Cuma için bayram demekte de mahzur yoktur. Iki hadis-i serif meali söyledir::
 (Günlerin en kiymetlisi Cumadir. Cuma günü, bayram günlerinden daha kiymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramidir.) [Riyadun-nasihin]


Günlerin efendisi Cuma,
Aylarin efendisi Muharrem,
Agaçlarin efendisi sedir agaci,
Daglarin efendisi Tur-i Sina,
Habeslilerin efendisi Bilal,
Iranlilarin efendisi Selman,
Sözlerin efendisi Kur’ân,
Kur’ânin efendisi Bekara,
Bekara Suresinin seyyidi, yani efendisi Âyet-el-Kürsi’dir
.) [Deylemi]






     
 

 

Cünüp oruç tutulur mu?

 

 

 

Sual: Gündüz ögleyin yatarken ihtilam olup, herhangi bir sebeple gusledemeyen kimsenin orucu sahih olur mu?

 

CEVAP

Zaruretsiz cünüp durmak haramdir. Namazini da kilamadigi için ayrica büyük günaha girer. Su bulma imkani olamayan teyemmüm eder yine cünüp durmaz. Teyemmüm edilecegini de bilmeyen kimsenin orucu sahih olur. Çünkü cünüp durmak dört mezhepte de, oruca mani degildir.

 

 


 
     
 

 

Namaza dikkat edin


Sual: )Vaizler, hatipler, hep Islam’in sosyal strüktüründen, sosyo-ekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazin öneminden, sünnetlerinden, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazi yayin organlari da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi asagilik mi kabul ediyorlar?


CEVAP

Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Fakat namazin önemi söz konusu oldugu için, (Namaz kilmaz ama dayimin oglunun imani çok kuvvetlidir. Teyzem de açik saçik gezer ama imani çok saglam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyorum. Namaz kilmayanin, pervasizca günah isleyenin imani kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazi ne kadar dogru kiliyorsa, imani o ölçüde kuvvetlidir, parlaktir. Namaz kilmayanin ve kilmadigi için üzülmeyenin imani çok sönüktür, belki de çogunun imani yoktur. Peygamber efendimiz, (Iman namaz demektir. Namaz dinin diregidir) buyuruyor. Direksiz din olur mu? 


Hadis-i seriflerde buyuruluyor ki:


(Namaz dinin diregidir, terk eden dinini yikmis olur.) [Beyheki]

 

 

(Iman, namaz demektir. Namazi itina ile, vaktine, sünnetine ve diger sartlarina riayet ederek kilan, mümindir.) [Ibni Neccar]

Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, (Namaza dikkat edin) idi. (Ibni Mace

 

 

 

 

 

Evladin ölümüne sabir

 Sual:Küçük çocugumuz öldü. Ana-baba olarak çok agladik. Bize günah oldu mu?


CEVAP


 

 


Aglamak merhametten ileri gelir. Aglamak günah olmaz. Bagirip çagirip isyan etmek günahtir. Çocugun ölmesi, malin elden çikmasi, gözün kör, kulagin sagir olmasi, bir uzvun telef olmasi gibi, insanin istegi ile ilgisi olmayan musibetlere sabretmekten daha faziletli sabir yoktur. Sabredenlere verilen sevabin miktarini Allahü teâlâdan baskasi bilmez.

Musibetlere sabir, siddiklarin derecesidir. Bunun için Peygamber efendimiz söyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, bana öyle yakîn ver ki, musibetler bana kolay gelsin!) [Tirmizi]

Oglu Ibrahim ölünce de, (Ya Ibrahim, ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz agliyor, kalbimiz sizliyor. Fakat, Rabbimizi gücendirecek bir sey söylemeyiz) buyurmustu.

(Bir çocuk ölünce, Allahü teâlâ, bildigi halde, meleklerine sorar:
- Kulumun çocugunu aldiniz, kalbinin meyvesini kopardiniz. Peki kulum buna ne dedi?
- Ya Rabbi, hamd edip teslimiyet gösterdi.
- O kuluma Cennette bir ev yapip, adini da, "Hamd evi" koyun!)
[Tirmizi]



Bunlari Cennete götürün


Kiyamette Allahü teâlâ, müminlerin çocuklari için, (Bunlari Cennete götürün) buyurur. Melekler, çocuklarin Cennete girmesini söylerler. Çocuklar, (Ana-babamiz hani?) derler. Melekler, (Onlar sizin gibi günahsiz degildir. Görülecek hesaplari var) derler. Çocuklar aglasir, (Ana-babamizi almadan girmeyiz) derler. Cenab-i Hak, çocuklara buyurur ki:
(Ey yavrular, haydi gidin, ana-babanizi da alip Cennete girin!) [Nesai]



Hadis-i seriflerde buyuruldu ki:


(Küçükken ölen çocuklar, ana-babalari ile karsilasinca, ellerinden tutup, ana-babalari Cennete girinceye kadar, onlardan ayrilmazlar.) [Müslim]



Peygamber efendimiz, (Üç çocugu ölen, Cennete girer) buyurdu. Oradakiler, (Iki çocugu ölen de mi?) diye sual edince, (Iki çocugu ölen de Cennete girer) buyurdu. (Ya bir çocugu ölen?) diye tekrar sual edilince, buyurdu ki: (Allah’a yemin ederim ki, bir çocuk dogup hemen ölse, annesi sabredip sevabini Allahü teâlâdan beklerse, annesini Cennete götürür.) [Taberani]



Yine buyurdu ki:


(Alan da, veren de Allahü teâlâdir. Çocugu ölen o kadina taziyede bulunun. Sabretsin, ecrini görecektir.) [Müslim]



Musibete ugrayani teselli etmelidir. Bir hadis-i serifte buyuruldu ki:
(Çocugu ölen kimseyi teselli edene Cennet hirkasi verilir. Musibete ugrayani teselli eden, onun sevabi kadar sevap kazanir.) [Tirmizi]

 

 


(Hiçbir Müslüman yoktur ki, büluga ermemis bir çocugu ölsün de, Allahü teâlâ, bol rahmeti sebebiyle, onu Cennete koymasin.) [Buhari, Nesai]

(Üç evladi ölmüs olan bir Müslüman atese girmez.)
[Buhari, Müslim]

(Kimin bâlig olmamis üç evladi ölmüsse, bu çocuklar, onu atesten koruyan bir kale olur, ölen evlat iki, hatta bir olsa da...) [Tirmizi]

 

 

 

 

 

 

 

 


 
     
 

 

 

Unutkanlik ve çaresi

 Sual:     Unutkanliga sebep olan seyler nelerdir?


CEVAP 

Çok sey vardir. Bazilari sunlardir:
Günah islemek. (Isyani [günahi] çok olanin, nisyani [unutmasi] çok olur) buyuruluyor. Sabah namazi vakti uyumak, dünya için çok üzüntü, dünya ile çok mesgul olmak, tuzlu et yemek, çok sicak yiyip içmek, çok saka yapmak, mezarlikta gülmek, mezar taslarini okumak, tuvalette abdest almak, çok cünüp durmak, ellerini elbisesine silmek, camiye sol ayakla girmek, avret yerine bakmak, çok aç durmak, hep tok durmak, islerin daginik olmasi, kötü kokulu seyler yemek, uyusturucu kullanmak, eksi elma yemek.
 



Zihni açan ve unutkanligi gideren seyler:


Kereviz, kuru üzüm, çörek otu yemek, koyun sütü içmek, basi, gül yagi ile yaglamak, badem yemek, misk ve karanfil kullanmak, kimyon unu koklamak, öd buharini teneffüs etmek, bal yemek.


Hadis-i seriflerde de buyuruluyor ki:


(Hacamat, akli artirir, hafizayi kuvvetlendirir.) [Hakim]


(Hafizayi kuvvetlendirmek için bal yiyin!) [M.Nasihat]
(Kabak dimagi besler, akli artirir.)
[Deylemi, I.Münavi]



Unutmamak için günah islememek gerekir. Daima Allahü teâlâyi anmali, Peygamber efendimiz aleyhisselama salevat-i serife getirmelidir. Hadis-i serifte buyuruldu ki:


(Söyleyecegi seyi unutan, hatirlamak için bana salât-ü selam getirsin!) [Ibni Sünni]

 

 

 


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol